Söyleşi: MUSTAFA BALBAY ile UĞUR MUMCU'DAN ÖĞRENDİKLERİMİZ
Ankara CUMOK’un Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı, Çankaya Belediyesi ve Yenimahalle Belediyesi katkılarıyla düzenlediği Gazeteci Yazar Mustafa Balbay'ın Uğur Mumcu'dan Öğrendiklerimiz başlıklı söyleşisi 25 Ocak Pazartesi günü Saat 20.00'de Zoom üzerinden gerçekleşti.
24 Ocak'ta kalpaksız kuvvacı Uğur Mumcu'nun katledildiği günün 28. yıldönümünde başlayıp 31 Ocak'ta Muammer Aksoy'un katledilişinin 31. yıldönümünde sona erecek olan 28. Adalet ve Demokrasi Haftası kapsamında gerçekleşen söyleşiyi tiyatro sanatçısı Ali Nihat Yavşan yönlendirdi.
Söyleşi Uğur Mumcu’nun Kuvvayı Milliye ve Köy Enstitülerine ilişkin görüşlerini anlattığı kısa bir film gösterimi ile başladı. Ardından Mumcu’nun sonsuzluğa uğurlanış töreninden bir bölüm gösterildi.
Mustafa Balbay konuşmasına Cumhuriyet okuru olmanın öneminden söz ederek başladı. Cumhuriyet okurlarının Cumhuriyet Gazetesi kadar dirençli olduğunu söyleyerek onların toplumun en kararlı, en dirençli, en militan okur kesimi olduğunu vurguladı ve “Cumok’lara hep kurum olarak benim büyüğüm olarak baktım,” dedi.
Uğur Mumcu’dan öğrendiklerini anlatırken ilk önce ondan kim olduğunu, nerede, hangi tarafta olduğunu öğrendiğini anlatan Balbay Mumcu’yu henüz 51 yaşında, daha pek çok şey üreteceği bir yaşta yitirdiğimizi anlattı.
Mumcu’nun yaşamından kesitler anlatan Balbay üniversite öğrencisiyken bir çok hocasının asistanı olmasını istediğini ama asistanlığının 12 mart dönemine geldiğinden söz ederek ardından gazeteciliğe başladığını anlattı ve Mumcu’nun silahlı tüm eylemlere karşı olduğunu ama darbecilere karşı da dimdik ayakta durduğunu vurguladı. O’nun hangi koşullarda olursa olsun bulunduğu yeri hiç değiştirmediğinden söz eden Balbay Mumcu’nun Atatürk’ün “Tam bağımsızlık benim karakterimdir,” sözünün adeta ete kemiğe bürünmüş hali olduğunu söyledi.
“Nereden gelirse gelsin, hedefi ne olursa olsun terörün her türüne karşıydı, bunu öğretti bize,” diyen Balbay Mumcu’nun halka laikliğin anlam ve önemini anlattığını söyledi ve şöyle sürdürdü;
“Mumcu bize korkmamayı öğretti. Onu yaşama bağlayan çok şey vardı; sevgisi vardı, aşkı vardı, hedefleri vardı, mücadelesi vardı. Bütün bunların ortasında öldürüleceği olasılığını bilerek değil öldürüleceğini bilerek mücadelenin içinde yer aldı.”
Bu konuda bir de anekdot paylaştı Balbay:
“Mumcu tanıdığı bir emniyet görevlisini çağırıp ‘Ben nasıl öldürülürüm,’ diye sorar.
- Eve düzenli saatlerde mi girip çıkarsın?
- Hayır.
- Posta geldiğinde…?
- Evde diyafon var, açmam kapıyı.
Emniyet görevlisi bütün olasılıkları gözden geçirir. Pek risk yok.
- Ben aracıma bomba koyularak öldürülürüm değil mi?
Emniyet görevlisi buna yanıt vermez.”
Mumcu’nun “Cesur bir kez ölür, korkak bin kez ölür” ü yaşadığını, ancak onu çok genç bir yaşta, 51 yaşında yitirdiğimizi söyleyerek konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Ama bir yandan da gururluyum; böyle bir değeri ürettik ve böyle bir değeri yaşatıyoruz.”
Konuşmanın ardından söyleşi katılımcılarının soruları ve Balbay’ın yanıtlarıyla sürdü.
|
|