A. CELAL BİNZET ile ÇİRKİNLİĞE VE KARANLIĞA İNAT, SANAT

Ankara CUMOK’un İTÜ Birlik katkılarıyla düzenlediği Ressam Celal Binzet’in “Çirkinliğe ve Karanlığa İnat, Sanat” başlıklı söyleşisi 14 Mart Cumartesi günü Ankara’da İTÜ Birlik Salonunda gerçekleşti.

Sanatın evrensel bir dil olduğunu ve her dönemde, her koşulda az ya da çok kendini gösterdiğini söyleyen Binzet dünyada bir çok olayın sanat yapıtları ve aydın sorumluluğu taşıyan sanatçılar aracılığıyla bugünlere taşındığını, ancak Batılı sanatçıların bilimin ve sanatın ışığında olayları yazıp çizip resmederken Osmanlı vakanüvislerinin, sanatçılarının daha çok saraydakilerin yaşamlarını konu aldıklarını, batılı sanatçıyla Osmanlı sanatçısı arasındaki farkın bu olduğunu söyledi.

Sanat ve sanatçının dünyanın her yerinde her dönemde hedefte olduğunu örneklerle anlatan Celal Binzet “Çünkü sanatın temelinde özgürlük var. İktidarlarla sanatçılar arasındaki çatışmanın temelindeki de işte bu,” dedi.

Eşitlik, özgürlük, adalet sözleriyle halk desteğiyle iktidar olan ve sonra tek adamlığa soyunan Napolyon, Beethoven’ın 3. Senfonisi (Eroica) ile Goya’nın Kurşuna Dizilenler tablosu üzerinden örnek vererek sanatçı duruşu ve iktidar ilişkisini anlatan Binzet; Beethoven’ın Alman, Goya’nın İspanyol olduğunu, bir müzisyen ve bir ressamın aracılığıyla tarihe tanıklık ettiğimizi, Beethoven ve Goya’nın duruşlarıyla evrensel anlamda tarihe mal olduklarını, oysa Napolyon’un ancak konu edilirse konuşulduğunu söyledi.

Söyleşi sonrası Celal Binzet “Çirkinliğe ve Karanlığa İnat, Sanat” ve “Kentler ve İzler” kitaplarını okurları için imzaladı.